Glokom ya da göz tansiyonu; görme siniri (optik sinir) üzerinde tahribat yaparak ilk dönemlerde hastanın çevre görmesini bozan, son dönemlerinde ise körlüğe yol açabilen bir görme siniri hastalığı (optik nöropati) dır. Göz siniri, beyin ile göz arasında iletişimi sağlayan bir yapıdır. Az sayıda hücrenin etkilendiği hastalığın başlangıç aşamasında hasta görme ile ilgili bir sorun yaşamaz. Tahrip olan hücre sayısı arttıkça görme bozukluğu artar ve bu sürecin geri dönüşü yoktur.
Göz Tansiyonu Nasıl Oluşur?
Göz içi basıncı, gözün içinde yapılan ve adına aköz hümör denilen bir sıvı tarafından oluşturulur. Göz içindeki sıvının yapımı ile gözün dışına çıkışı arasında bir denge vardır. Bu denge sayesinde gözün içinde sabit basınç oluşur. Glokom göz içi sıvısının yeteri kadar dışa çıkamaması sonucu göz içinde birikmesi, basıncın artışı ve görme siniri üzerinde harabiyetin başlaması demektir.
Göz Tansiyonunun Normal Değeri Nedir?
Göz tansiyonu değeri bireyler arasında farklılık gösterebilir. Genellikle 9 mmHg alt sınır, 22 mmHg üst sınır olarak kabul edilir. Glokom hastalarında genelde düşük değerler hedeflenir.
Glokomda Risk Faktörleri Nelerdir?
Yüksek göz içi basıncı glokomun oluşumunda en önemli risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Glokomda önemli kabul edilen risk faktörlerinden bazıları şunlardır;
Göze ait risk faktörleri
-Göz tansiyonunun yüksek olması
-Gözün kornea tabakasının normalden daha ince olması (yaklaşık 500 mikrondan daha ince)
-Görme sinirinin (optik disk) yapısal bazı özellikleri basınca karşı duyarlılığını arttırır
-Miyopi glokom riskini arttırır
Sistemik risk faktörleri
-Yaşın artışı: Glokom her yaşta görülen bir hastalık olmakla birlikte ilerleyen yaşta görülme sıklığı artmaktadır
-Genetik (kalıtımsal) faktörler: Aile bireyleri arasında glokom hastası olması riski arttırıcı faktördür.
-Sigara, yüksek serum lipid seviyeleri, diyabet, hipotansiyon, migren
-Kontrolsüz kullanılan kortizon hap ve damlaları göz tansiyonunda artışa neden olabilir.
Glokom Tipleri
Konjenital glokom : Doğumda var olan glokom
Primer glokom: Başka bir hastalığa bağlı olmaksızın gelişen glokom
Sekonder glokom: Başka bir göz hastalığının yarattığı glokom
En sık görülen tip primer açık açılı glokomdur.
Glokom tipleri nelerdir?
En sık rastlanılan glokom tipi olan açık açılı glokom genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Basınç artışına göz sıvısının dışa akımındaki azalmanın yol açtığı kabul edilir. Göz içi basıncının artış hızı nispeten yavaştır ve hasta bu artışa uyum göstereceğinden dolayı durumdan habersizdir. Hastalığın bir diğer sonucu olan çevre görme alanı kayıpları hasta tarafından hissedilmez.
Açı kapanması glokomu (glokom krizi) ise göz sıvısının dışa akışındaki ani duraklamaya bağlı göz içi basıncının hızlı bir seyirle oldukça yüksek değerlere çıkması sonucudur. Hastada şikâyetler ani ve belirgindir. Göz tansiyon krizi olarak da bilinir.
Konjenital (doğumsal) glokomda gelişim bozukluğu sonucu göz sıvısını dışa taşıyacak kanallar yeterince gelişememiştir. Göz içi basıncı daha anne karnında artar.
Glokom Belirtileri Nelerdir?
Glokomun çoğu tipinde hastalığın başlangıcında hiçbir şikâyet olmayabilir. Ani kapalı açılı glokomda şiddetli ağrı görülebilir ancak diğer glokom tipleri genellikle göz muayenesi sırasında rastlantı sonucu saptanır. Bu nedenle tüm göz hastalarının göz tansiyonlarının ölçümleri ve göz dibi (fundus) muayenelerinin yapılması glokomun erken tanısı için çok önemlidir. Akut açı kapanması (glokom krizi) ile oluşan ani basınç artışları en fazla şikâyete neden olan glokom tipidir. Ani basınç artışı ile gözde ve başta şiddetli ağrı, göz çevresinde ışıklı halkalar görme (halo), göz kapaklarında şişlik, bazen bunlara eşlik eden mide bulantısı ve kusma, görmede ani azalma ortaya çıkabilir. Bu tipin sıklıkla migren ile karışabileceği akılda tutulmalıdır. Sık baş ve göz ağrısı şikâyeti olan hastalarda göz muayenesi ihmal edilmemelidir.
Glokomda Tanı Yöntemleri
Glokom şüphesi olan ve glokom tanısı alan hastalarda göz içi basıncı değeri, gözün ön ve arka segment muayenesini takiben tanı ve tedavi izlemine yardımcı tetkikler yapılmalıdır. OCT veya HRT ile retina sinir lifi analizi kalınlığı ölçümü, görme alanı değerlendirmesi en sık kullanılan tetkiklerdir.
Glokom Tedavisi
İlaç tedavisi: Glokomda başlangıçta en sık kullanılan tedavidir. İlaç tedavisinin başarılı olması için hastanın ilacını düzenli damlatması önemlidir.
Lazer tedavisi: Açık açılı glokom için uygulanan lazer trabeküloplastide amaç göz sıvısının dışa akımını arttırmaktır. Bu yöntemle elde edilen basınç düşmeleri özellikle yaşlı, ameliyatı kaldıramayacak durumdaki hastalarda bir müddet için basıncı kontrol altına alarak tedaviyi sağlar. Ön kamara açısındaki yapısal darlık nedeniyle akut açı kapanması krizine girmiş hastalarda kriz kontrol altına alındıktan sonra lazer kullanılarak gözün renkli tabakası üzerinde bir delik oluşturulur (Periferik lazer iridotomi). Bu tedavi kriz geçirmeye müsait gözlerde de koruyucu amaçla yapılabilir. Göz içi basıncı herhangi bir sebepten dolayı çok artmış, yapılan tıbbi ya da cerrahi tedavilere yanıt vermeyen görmesi ileri derecede azalmış ağrılı gözlerde göz sıvısının yapım yeri olan dokuya yıkıcı etkili lazer ışınları uygulanabilir (Diot lazer siklofotokoagülasyon). Böylece doku tahrip olur ve göz sıvısının yapımı azalacağından tansiyon düşer.
Glokomda cerrahi tedavi
Glokomun cerrahi tedavisi göz içi basıncının gün içindeki aşırı oynamalardan uzak tutacak şekilde göz içi sıvısının dışa çıkışına imkan veren yeni bir kanal açılmasına yöneliktir. Bu amaçla trabekülektomi en sık kullanılan yöntemdir. Diğer cerrahi tedaviler yetersiz kaldığında göz içi sıvısını göz küresi dışına taşıyacak özel imal edilmiş tüpler (seton implantlar) göz içine yerleştirilebilir. Bu amaçla en çok kullanılanları Ahmed glokom tüpüdür.
Glokom ameliyatları görme artışını hedeflemez. Ameliyat glokomun yarattığı hasarı durdurmak için yapılır. Böylece gelecekteki kötüleşme önlenmiş olur. Göz sinirinde daha önce meydana gelmiş hasarların hepsi kalıcıdır.
Ameliyattan sonra ilaç kullanılmaması hedeflenir. Ancak zaman içinde ilaç kullanım ihtiyacı doğabilir.
Göz tansiyonu yüksekliği glokom demek midir?
Hayır. Göz tansiyonunun yüksek olması glokom olma olasılığını yükseltir ama tek nedeni değildir. Yüksek basınç uzun süreli devam edecek olursa görme siniri hasarı olursa glokom hastalığı vardır diyebiliriz.
Glokomda hasar gören sinirler düzelir mi?
Hayır. Bu yüzden erken tanı konulması ve tedavisi zorunludur.
Glokom görmeyi bozar mı?
Hasta görme bozukluğu yaşamadan ya da görme bozukluğu ilerlemeden ilerde gelişebilecek problemler testler ile çok önceden fark edebilir. Görme ile ilgili fark edilebilecek ilk şikayet görüntülerin silikleşmesi, benzer tonlardaki şekillerin ayırt edilememesidir. Görme alanı baktığımız yerin etrafındaki alan genişliğidir. Testlerde görme alanı daralması saptanır ancak hastalar genellikle görme alanında daralmayı fark etmezler.
Ailemde glokom hastaları var, ne yapmalıyım?
Glokom kalıtımsal olabilir. Ailesinde glokom olanların belirli aralıklar ile muayene olması gerekir. Özellikle anne, baba, kardeşler gibi birinci derece yakın akrabaların glokom hastası olması göz tansiyon hastalığı gelişme ihtimalini çok arttırır.
Vücut tansiyonu ile glokom arasında bir ilişki var mı?
Aslında iki hastalık birbirinden bağımsızdır. Yani vücut tansiyonu olan kişinin aynı zamanda glokomlu olması beklenmez. Yani aralarında doğrudan bir ilişki yoktur.
Spor yapmanın glokoma faydası var mı?
Sağlıklı vücutta glokomun kötüleşme hızı yavaşlayacaktır bu yüzden spor yapılması faydalıdır. Ancak pigment glokomu adı verilen özel bir glokom tipinde hastaların ağır sporlardan kaçınması gereklidir.
Vitamin ve mineralleri almanın glokoma faydası var mı?
Her ikisi de glokomun tedavisinde kullanılan temel ilaçlar değildir.