Op. Dr. Helin Yaldız, çocuklarıngörme fonksiyonlarının psikolojikgelişimleri, okul performansları vesınıf içinde nasıl hissedip davrandıkları üzerinde etkili olduğunu söyledi.
ÇOCUKLUK çağında öğrendiklerimizin yaklaşık yüzde 80’inin görsel uyaranlar aracılığıyla olduğunu belirten Göz hastalıkları uzmanı Op. Dr. Helin Yaldız, görme yetisi ve öğrenme performansı arasındaki bu ilişkinin herkes tarafından kabul edilmesine rağmen okul performansı beklenenin altında olan çocuklarda bu durumun bir göz probleminden kaynaklanabileceğinin genelde gözden kaçırıldığını vurguladı. Yaldız, “Okul öncesi çocukların yüzde 10’unun, okul çağındaki çocukların ise yaklaşık yüzde 25’inin görmeyi bozan bir kusuru olduğu düşünüldüğünde, bu dönemlerde yapılacak göz muayenelerinin ne denli önemli olduğu anlaşılabilir” dedi.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Bebek ve küçük çocukların görme sistemi gelişiminin henüz tamamlanmadığını ifade eden Yaldız, şöyle devam etti: “Küçük bir çocuğun gözlerinden biri veya her ikisi beyne net görüntü yollayamaz veya bir gözde kayma olursa ve bu durum zamanında fark edilip tedavi edilmezse, çocuğun görme potansiyeli kalıcı olarak azalabilir. Halk arasında göz tembelliği denilen bu durum erken çocuklukta fark edilmeli ve bulanık görmeye neden olan göz problemi düzeltilmelidir. Problemlerin küçük yaşta fark edilerek uygun tedavinin başlatılması, görmenin iyileştirilmesi, vücut dengesinin sağlanması, göz ve motor koordinasyonun gelişmesini sağlar. Dolayısıyla başarılı bir öğrenim hayatı, oyun ve spor başarısı açısından önemlidir.”
FARK ETMEYEBİLİRLER
Çocukların görmelerindeki bozukluğun farkına çoğu zaman varamadıklarını, herkesin dünyayı kendileri gibi gördüğünü varsaydığını dile getiren Yaldız, “Sınıf içerisindeki eğitsel faaliyetleri takip etmek için yeterli görme keskinliği sağlanamadığı durumlarda çocuklarda okul başarısı düşer. Bir öğrencinin görmesi bozulduğunda sadece okul başarısının değil, duygusal durumunun da etkileneceği akılda tutulmalıdır” diye konuştu.